Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi

Dr. Ozan Bitik ile Yüz Estetiği Üzerine…

Seri Üretim Yüz Estetiği

Herkesin yüzü birbirine benziyor, ben böyle görünmek istemiyorum.

Yüz gençleştirme aday hastalarının böyle bir endişesi oluyor. Çoğu zaman da aynen bu kelime dizilimiyle dile getiriyorlar.

Aslında tabiatta kimsenin yüzü birbirine benzemez.

Peki nasıl oldu da eğitimsiz bir gözün bile ilk bakışta ayırt edebildiği yapaylıkta yüz hatları, adeta gittiğiniz her yerde karşınıza çıkar hale geldi.

İki temel sebep var:

  • Birincisi: Tıbbi uygulamaların ürünleştirilmesi
  • İkincisi: Uygulama fanatizmi 

Sebepleri detaylandırmadan önce sadece cerrahide değil genel olarak hayattaki temel prensiplerden birisini gözden geçirelim.

Bir şeyi sırf yapabiliyorsunuz diye yapmanız gerekmez.

Benim bloğumu takip edenler, tıbbi uygulamalara ticari isimler verilmesine, uygulamaların “ürünleştirilmesine” karşı olduğumu bilirler.

Hollywood yanağı, Fransız askısı, Rus dudağı, badem göz estetiği, babyface, starface, newface gibi gibi…

Tıbbi prosedürlerin ürünleştirilmesi tüketim toplumlarına has bir olgudur.

Tüketicide, “ben de istiyorum bu üründen” refleksi oluşturur.

Oysa ki söz konusu insan sağlığı olduğunda bir “tüketici” den bahsedilemez.

Bu zihniyet ancak insanların sağlığını, güzelliğini, psikolojisini ve maddi kaynaklarını tüketir.

Tıpta onda var bende de olsun şeklinde bir motivasyon olmaz.

30 yaşında bir kadının “tüm arkadaşlarım dudak dolgusu yaptırdı, ben de yaptırmalıyım” güdüsü, bir ergenin tüm arkadaşlarımda Nike Air var bende de istiyorum güdüsüyle aynı temele sahiptir.

Ben çocuklarıma sırf başkalarında var diye alışveriş yapmadığım gibi hastalarıma da sırf arkadaşları yaptırdığı için bir uygulamayı yaptırmalarını tavsiye etmiyorum.

Benim kliniğim insanların estetik uygulama satın alacakları bir mağaza değil.

Eğer bizim uygulamalarımızdan fayda görecek bir deformasyon var ise uygulama yaparız, yoksa yapmayız. Deformasyon olup olmadığını da ben belirlerim. Biraz despot gelebilir ama hekim olarak bu ilişkideki rolüm ve hastama karşı etik sorumluluğum bu.

Örneğin;

Hiperaktif bir mimik deformitesi varsa botox,

Gerçekten yüzün diğer yapılarına ve yaş ortalamasına oranla çok ince bir dudak yapısı varsa dudak dolgusu,

Çene konturunda gerçekten estetik devamlılığı bozan bir hacim eksikliği varsa çene dolgusu,

Yanak yağ yastıkçığı aşırı büyük ve fıtıklaşmış ise bişektomi,

Kaşların dış kısmı iç kısmından ve gözün dış aşısından aşağıda ise şakak germe,

Gözün iç ve dış açıları arasındaki düzlem negatife dönmüş ise kantoplasti (badem göz denilen şeyin tıpçası) yapabiliriz.

Yukarıdaki örnekler çoğaltılabilir. Ana fikir hiçbir işlemi sırf hasta istiyor, başkasının yüzünde görüp beğendi diye yapmam. Tüm tıbbi uygulamalarda “endikasyon” esastır. Estetik cerrahide hastanın istiyor olması tek başına bir endikasyon değildir.

Ne demiştik? Bir şeyi yapabiliyor olmamız yapmamız gerektiği anlamına gelmiyor. 

Sırf yapabiliyoruz diye her talep edene ürünleştirilmiş tıbbi uygulamaları yapmaya başladığımızda, aynı şeyleri giyen insanlar gördüğümüz gibi, aynı yüzlere sahip insanları da görmeye başlarız.

Yüz estetiğinde hedef sadece bir deformasyonu normal, doğal düzeyine iyileştirmek olmalı.

Bu prensiple çalıştığınızda bir hastanın yüzüne 10 farklı uygulama da yapsanız dışarıdan bakan bir göz o kişinin yüzüne herhangi bir şey yaptırdığını anlamaz.

Şablon yüzlerin ortaya çıkmasındaki bir diğer sebep de “uygulama fanatizmidir”.

Bu biraz cerrah egosu ilişkili bir mevzu.

Hani her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır derler ya…

Plastik cerrahi bir yiğitlik mertebesi değildir.

Bir plastik cerrah “benim tekniğim bu, ben böyle yaparım” şeklinde, narsist bir tavırla, her hastaya bireysel farlılıkları gözetmeksin, aynı uygulamayı yaparsa ortaya şablon sonuçlar çıkar. Uygulama fanatizmini burun estetiğinde çok sık görüyoruz. Cerrahların genelde fanatik bir biçimde bağlı oldukları tek bir teknikleri oluyor.

Bakıyorsunuz, yüz yapısına bakılmaksızın nerdeyse her hastada aynı burun.

Soruyorsunuz, benim markam bu, imzam bu, bunu isteyen bana gelsin diyor.

Bence geçersiz bir argüman ama yorumu size bırakıyorum.

Yüz gençleştirme ameliyatlarında da benzer bir durum var.

Her hastaya orta yüz germe, her hastaya endoskopik alın, her hastaya derin plan yüz germe, her hastaya yağ enjeksiyonu, her hastaya kantopeksi, şakak germe, liplift olmaz.

Planlamanın bireysel olması yüz estetiğinin olmazsa olmazıdır.

Aynı işlemi 10 hastaya yapın 4 tanesinde iyi, 4 tanesinde ortalama, 2 tanesinde vasat sonuç alırısınız.

Son olarak seri üretim kliniklerinden ve estetik fabrikalarından bahsedeceğim.

Bir hasta girip, daha o çıkmadan bir diğer hastanın girdiği, doktorun elinde enjektörle bir odadan diğerine atladığı, telefondan istediğiniz işlemin randevusunu alabildiğiniz ve gider gitmez yaptırabildiğiniz seri üretim kliniklerinden uzak durmanızı tavsiye ederim.

Bir günde 5-6 burun ameliyatının yapıldığı, 3-4 yüz gençleştirme ameliyatının yan yana alındığı, fiyatın da gayet uygun olduğu “estetik cerrahi fabrikalarından” en iyi ihtimalle ortalama bir sonuçla ayrılacağınızı bilmelisiniz. Yüz gençleştirme ameliyatları tabiatı itibarı ile butik bir zanaattır ve detaylı planlama, uygulamada özen, ince işçilik çok önemlidir.

Yüz estetiği uygulamaları ilginizi çekiyorsa bu yazıda size anlatmaya çalıştığım kavramları da dikkate almanızı tavsiye ederim. Tüketici gidisiyle hareket etmeyin, özenti olmayın, seri üretimden uzak durun.

Sevgiyle kalın

Güzel Kalın

OB

Yüz Estetiği Uygulamaları hakkında daha detaylı bilgiye ulaşmak için Doç. Dr. Ozan Bitik'in resmi web sitesi www.ozanbitik.com'a erişebilirsiniz.

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Orta Yaş Güzeli

35-55 yaş arasındaki kadın güzelliğini tarif etmek için yazıyorum.…

Devamını Oku
Yüz Gençleştirme Ameliyatları Lüks mü? Tedavi mi?

Estetik Cerrahi uygulanmaya başladığı ilk zamanlardan bugüne kadar bazı etik ve felse…

Devamını Oku
Yaşlılığın Güzeli Olmak Üzerine

Her yaşın bir güzeli var. Aslına bakarsanız her yaş grubunda pek çok güzel birey var.…

Devamını Oku