Göz kapağı ameliyatı (blefaroplasti) sonrası, gözler arasındaki asimetriler yoğun bir stres kaynağı olabiliyor. Bu yazı göz kapağı ameliyatı düşünen aday hastalar için olduğu kadar operasyon sonrası erken dönemde endişe ve kafa karışıklığı yaşayan hastalar için destek ve bilgilendirme amacıyla yazıldı. Umarım faydalanırsınız.
Öncelikle halen bilmiyorsanız, mutlaka öğrenmeniz gereken ve bu blog’un içeriğinde defalarca tekrarlanan gerçek; insan yüzünün simetrik olmadığıdır.
Göz çevresi de bu kuralın bir istisnası değildir.
İnsanların %92’sinde üst göz kapakları ve kaşlar, %90’ında ise alt göz kapakları arasında dikkatli gözlemlendiğinde fark edilebilir düzeyde bir asimetri olduğu bilimsel çalışmalarda gösterilmiştir. Kural olarak 1 milimetre’nin altındaki asimetrilere “doğal” asimetriler denir ve bu düzeyin ötesinde kuramsal bir simetri elde edebilmek için çabalamayız. Beklentiniz insan doğasının ötesinde ise, hayal kırıklığına uğramanız kaçınılmaz olacaktır.
Göz çevresindeki asimetriler pek çok faktör tarafından etkilenmektedir.
- Göz kapağındaki deri miktarı,
- Mimik kaslarının asimetrik fonksiyonu,
- Levator mekanizmasındaki bozukluklar ve mekanik göz kapağı düşüklüğü (Pitoz),
- Üst göz kapağı kıvrımını oluşturan bağların asimetrik oluşumu veya gevşemesi,
- Göz çevresi yağ yastıklarının veya gözyaşı bezinin asimetrik yerleşimi,
- Göz çevresi kemik asimetriler,
- Göz kafeslerinin birbirine göre dikey, yatay, ileri-geri konum bozukluğu (orbital distopi)
- Gözlerin kendisini çevreleyen kemiklere ve birbirlerine göre önde veya geride olması (egzoflatmus/enoftalmus)
- Kaş asimetrileri ve asimetrik kaş düşüklüğü,
- Kaş altı hacim farklılıkları,
- Göz tembelliği ve Şaşılık,
- Geçirilmiş travmalar,
- Nörolojik(sinirsel) hastalıklar, hormonal hastalıklar, enfeksiyonlar, alerjiler, botulinum toksin vb...
Bu liste uzar…
Üstelik bu listedeki faktörler henüz ameliyat geçirmemiş insanların gözleri arasındaki asimetrilerin potansiyel sebepleridir.
Biz ameliyat öncesinde her zaman yüksek çözünürlüklü standardize stüdyo fotoğrafları ile göz çevresi anatomisini kayıt altına alıyoruz. Bu fotoğraflara analitik bir göz ile baktığınızda yıllardır aynada dikkatinizi çekmemiş olan bazı yapısal asimetrileri görebiliyorsunuz.
Hastaların ameliyat sonrasında ilk kez fark ettikleri asimetrilerin büyük çoğunluğu genelde ameliyat öncesinde de mevcuttur. Bunu öncesi-sonrası fotoğraflarında görebilirsiniz. Yukarıdaki listede sıraladığım asimetri etkenlerinin sadece birkaç tanesi göz kapağı ameliyatı esnasında müdahale edilebilir etkenlerdir. Geri kalan onlarcası göz at kapak veya üst kapak ameliyatı ile düzeltilemez. Hatta göz kapağı ameliyatından sonra, deri fazlasının ve yağ torbalarının kamufle edici etkisi ortadan kalkınca daha da dikkat çeken bir hale gelebilir.
Dolayısıyla, göz kapağı ameliyatından sonra sizi rahatsız eden bir asimetri var ise öncelikle bunun göz kapağı ameliyatından önce de var olan, farkında olmadığınız ve göz kapağı ameliyatı ile düzeltilemeyecek bir asimetri olup olmadığından emin olmanız gerekir.
Örneğin gözler arasında yatay, dikey veya ileri-geri seviye farkı (orbital distopi) var ise hiçbir ameliyat simetrik bir göz kapağı yapısı oluşturamaz.
Özetle, bazı asimetriler maalesef düzeltilemez.
En iyisi bunları ameliyattan önce bilmektir.
Ameliyat olmamış, normal insanların gözleri ve göz kapakları arasındaki asimetrilerden ve bunların sebeplerinden bahsettik. Şimdi sıra ameliyat ile ilişkili asimetrilerde.
Göz kapağı ameliyatından sonraki ilk 2-3 hafta içerisinde neredeyse her hastada sağ/sol arasında iyileşme farklılıkları gözlemlenebilir. Göz kapağı ameliyatında ortalama 5-10 adet küçük damar kesilir ve bu damarların kanaması cerrahi teknikler ile durdurulur. Bu damarlardan bir tanesi bile ameliyat sonrasında azıcık kan sızdırsa o tarafta daha yoğun bir şişme, morluk ve nedbe dokusu meydana gelir. Daha şiş olan tarafta kapak daha düşük görünebilir, kaş daha yukarıda görünebilir, göz kapağı kıvrımı derinliğini geçici olarak yitirebilir. Ameliyat sonrasında yüzeysel mimik kası ve/veya gözü açmaktan sorumlu levator kası gücünü geçici olarak yitirebilir. Ameliyat sonrası doku katmanları arasında oluşan iyileşme dokusu ve bu dokunun yerini alan nedbe dokusu göz kapağı katmanlarının birbiri üzerinde kaymasını geçici olarak engelleyebilir. Nedbe dokusuna bağlı olarak göz kapağının açılmasında veya kapanmasında geçici zorluklar yaşanabilir.
Dokunun iyileşmesi, nedbe dokusunun çözülmesi, kas fonksiyonlarının geri gelmesi ve lenfatik ödemin dağılması yaklaşık 3 aylık bir vakit gerektirir. Bazı hastalarda (%2-3) bu süreç daha da uzayabilmektedir. Özellikle kombine göz çevresi ameliyatlarına erken iyileşme dönemindeki asimetriler daha belirgin ve uzamış iyileşme daha yaygındır.
İnsan estetik ameliyat sonrası özlemini çektiği görünüme hemen çabucak kavuşmak ister, beklemek zor gelebilir ancak final estetik sonuç hakkında ilk 3 ay içinde değerlendirme yapabilmek pek mümkün değildir. İyileşme tamamlandığında her şey simetrik olur anlamında söylemiyorum. Zira iyileşme tamamlandıktan sonra da düzeltilmesi gereken veya düzeltilmesi mümkün olmayan asimetriler kalabilir. Sadece, ilk 3 ay içinde asimetrinin yapısal mı yoksa iyileşme sürecine mi bağlı olduğunu tam olarak bilemezsiniz. Erken iyileşme süreci tamamlanmadan cerrahi bir revizyon yapmak büyük hata olacaktır. Örneğin skar dokusuna bağlı düşük görünen tarafa asimetriyi gidermek için pitoz cerrahisi yaparsanız bu sefer de iyileşme tamamlandığında o taraf kalıcı olarak yüksekte kalacaktır.
Peki gel gelelim, ameliyat sonrası üçüncü ay kontrolüne geldiniz ve göz kapaklarınız arasında halen belirgin (>1mm) bir asimetri mevcut. Bu durumda nasıl bir yol izleyeceğiz?
1. Öncelikle göz kapağı ameliyatınızın tasarımından veya uygulamasından kaynaklanan bir sorun olup olmadığını analiz edeceğiz. Ameliyat kesinizin kirpik sınırından ve kaşınızdan eşit mesafede olup olmadığına, geride bıraktığımız deri miktarının eşit olup olmadığına bakacağız. Eğer eşitsizlik var ise klinik koşullarında, lokal anestezi altında 10 dakikalık bir işlem ile düzeltilebilir. Ancak bazı durumlarda ameliyat manevralarının istemli olarak asimetrik uygulanmaları gerekebilir. Örneğin, eğer bir göz diğerinden daha önde ise o tarafta üst göz kapağında daha fazla deri bırakmak veya üst göz kapağı kıvrımını daha yukarı yerleştirmek gerekebilir. Benzer biçimde gözün önde olduğu tarafta alt göz kapağı kantopeksisi diğer tarafa kıyasla daha yüksek ve daha ön pozisyonda olmalıdır.
2. Göz kapakları arasında estetik göz kapağı ameliyatı ile düzeltilmesi mümkün olmayan, ek bir başka cerrahi işlem ile azaltılabilecek bir asimetri olup olmadığını analiz edeceğiz. Bu kategorideki en önemli ve sık karşılaşılan sorun göz kapağı düşüklüğüdür. Göz kapağı düşüklüğü (pitoz) göz kapağındaki deri fazlasıdan bağımsız bir durumdur. Standart bir göz kapağı ameliyatı ile düzeltilemez. Bazen ameliyat öncesindeki gizli pitozlar göz kapağındaki deri fazlasının ortadan kalkması ile daha belirgin bir hal alabilir. Bu durumda asimetriyi düzeltmek için göz kapağının iç yüzünden müller kasına veya eski göz kapağı kesisini kullanarak levator kasına müdahale etmek gerekebilir. Pitoz ile ilgili blog’da ayrı bir yazı var. Göz atmanızı tavsiye ederim.
3. Kaş pozisyonunu ve göz kapağına olan etkisini analiz edeceğiz. Kaş düşüklüğü, göz kapağı deri fazlası ile estetik açıdan yakından ilişkili ancak anatomik ve cerrahi olarak bağımsız bir durumdur. Kaş bir tarafta diğerinden daha düşük olabilir ve kaşın daha düşük veya daha hacimli olduğu tarafta göz kapağında daha fazla deri varmış gibi bir illüzyon olur. Kaşların pozisyonunu düzeltmeden göz kapakları arasındaki asimetriyi sağlıklı bir biçimde azaltamazsınız. Asimetrik kaş düşüklüğüne bağlı derinin daha bol olduğu taraftan daha fazla deri almak yanlış bir stratejidir. Çünkü bu tarafta sonradan kaş daha da aşağı inecektir. Üstelik ileride bir kaş kaldırma/alın germe işlemi yapılırsa o taraftaki göz kapağı deri eksikliğinden dolayı açık kalacaktır. Bu kategorideki hastalarda tipik olarak ayna karşısında kaşlar eller yardımıyla kaldırıldığında göz kapaklarındaki asimetri de minimal düzeye iner. Bu sorunun ideal çözümü tedavi planına kaş kaldırma ameliyatını da dahil etmektir. Alternatif olarak, geçici bir süre, asimetrik botulinum toksin uygulaması ile kaşlar hafif yükseltilebilir ve dengelenebilir. Bir başka alternatif de yüksekte olan veya daha hacimsiz olan kaşın altına çok hafif bir dolgu/yağ enjeksiyonu yapmaktır.
4. Malesef bazen, göz kapağı ameliyatları cerrahi olarak düzeltilemeyecek şekilde tasarlanıp uygulanmış olabiliyorlar. Üst göz kapağı kesisi’nin kaşa veya kirpiklere çok yakın tasarlanmış olması, göz kapağından fazla (kaş-kirpik arasında 18 mm’den az mesafe bırakacak şekilde) deri çıkarılmış olması, alt göz kapağından fazla deri çıkarılmış olması (4-5mm’den fazla), göz kapaklarındaki yağ yastıklarının tamamen alınmış olması, alt göz kapağında kesinin kirpik seviyesinin çok altında tasarlanması (>2-3 mm), kesi izlerinin gözü çevreleyen kemik çerçeveyi aşacak kadar dışa uzanması gibi bazı tasarımlar sonradan değiştirilemez.
Ameliyat öncesi muayene sürecinde doktorunuzun size önerdiği tedavi planını dikkatle değerlendirmelisiniz. Bazen hastalar kombine tedavilerden çekinerek daha basit bir uygulama tercih edebilirler.
Ancak; üst göz kapağının alın ile, alt göz kapağının ise orta yüz ile olan ilişkisini göz ardı etmek veya tedavi planı dışında bırakmanın bazı sonuçları vardır. Süreci basitleştirirken sonuçlar ile ilgili beklentilerinizi de o ölçüde basitleştirmeniz gerekiyor.
Eğer ameliyat öncesi görüşmede size üst göz kapağı ve alın germe kombinasyonunu önerdiysem ve siz herhangi bir gerekçeyle (ameliyat korkusu, iş, iyileşme süreci, maliyet vb..) alın germe işlemini tedavi planı dışında bıraktıysanız, göz kapaklarınız arasında kaşlardan kaynaklı asimetrilere razı olmalısınız. Bu konuda blogum’da “üst göz kapağı alın ilişkisi ve estetik tedavideki önemi” başlıklı ayrı bir yazım daha var.
Benzer biçimde eğer size alt göz kapağı ve orta yüz germe kombinasyonunu önerdiysem ve siz orta yüz germe işlemini tedavi planı dışında bıraktıysanız, alt göz kapağı yanak geçişindeki orta yüz sarkmasından kaynaklanan asimetrilere razı olmalısınız. Bu konuda da blogum’da “alt göz kapağı orta yüz ilişkisi ve estetik tedavideki önemi” başlıklı ayrı bir yazım daha var.
İşin tatsız yanı, alın germe ve orta yüz germe gibi göz kapaklarını tamamlayıcı tedavilerin de kendine has asimetriler yaratma potansiyelinin olması.
Özetle, göz çevresi estetiğinde asimetriler ile çok sık karşılaşıyoruz. Gerçekçi olan hedef; her hasta için o hastada elde edilebilecek en simetrik sonuca ulaşmak. Bu hedefe çoğu zaman tek bir ameliyat ile, bazen ilk ameliyatın yanına eklenen tamamlayıcı ameliyat ve işlemler ile, nadiren de ilk ameliyatı revize ederek ulaşabiliyoruz.
Göz kapağı ameliyatları simetri takıntısı olan veya sabırsız bireyler için yoğun bir endişe kaynağı olabiliyor. Ameliyat öncesi bilgi edinme konusundaki ödevinizi iyi yapın. Ameliyat sonrası ikinci günde asimetriyi görür görmez doktorunuza olan güveninizi yitirmeyin.
Sevgiyle Kalın,
Güzel Kalın.
O.B.
Göz Kapağı Ameliyatı hakkında daha detaylı bilgiye ulaşmak için Doç. Dr. Ozan Bitik'in resmi web sitesi www.ozanbitik.com'a erişebilirsiniz.