Kalın burun derisi rinoplasti (burun estetiği ameliyatı) aday hastalarının heveslerini kursaklarında bırakan, henüz araştırma aşamasındayken bile hayal kırıklığı yaratan bir meseledir. Burnunuz kalın derili diye güzel bir sonuç alınmayacağını düşünüp üzülmeye gerek yok. Ancak sizin için tasarlanabilecek “güzel” burunun sizin “istediğiniz” burun olmayabileceğini bilmelisiniz.
Burun estetiği ameliyatını bir nevi “sınırsız imkanlar ameliyatı” olarak düşünmemek gerekir. Tüm estetik ameliyatlarda olduğu gibi burun ameliyatında da bazı sınırlar vardır. Sınırları belirleyen şey hastanın özgün anatomisidir. Anatomiye ait bazı özellikler ne yazık ki ameliyat ile değiştirilemez veya çok sınırlı olarak değiştirilebilir.
Burun derisi, rinoplasti ameliyatı esnasında en az değiştirebildiğimiz anatomik katmandır. Ameliyatta deri çıkartmıyoruz ve örtücü deri yüzey alanında neredeyse hiç değişiklik olmuyor. Bunun ufak tefek istisnaları var ancak onlar da ancak kritik alanlarda (burun kanadı, kolumella) yaptığımız milimetrik şekillendirmelerden ibaret.
Dolayısıyla kıkırdak ve kemik iskelette yapacağımız değişiklikleri burun derisine uydurmak zorundayız.
Kalın burun derisini bir yatağın üzerine serilmiş bir yorgan gibi düşünün. Bu yorganın altında bir ceviz olduğunu hayal edin. Dışarıdan baktığınızda bu cevizin konturunu hayal meyal görebilirsiniz. Yorganın altında ancak elma büyüklüğünde bir cisim olursa dışarıdan bakan bir göz yüzeyin altındaki cismin konturlarını fark edebilir. Şimdi aynı yatağın üzerinde incecik bir ipek nevresim olduğunu düşünün. Bu ipek nevresimin altında bir ceviz olduğunu hayal edin. Dışarıdan baktığınızda cevizin konturlarını çok rahatlıkla seçebilirsiniz.
Kalın burun derisi, altındaki kıkırdakların görünürlüğünü azaltır. Burun ucunun açılı karakterini, estetik yüzey yapılarının görünürlüğünü engeller. Kalın burun derisi tipik olarak ameliyattan sonra yıllarca ödemli kalır ve olduğundan da daha kalın görünür. Kalın burun derisi ameliyat sonrasında ağırlık oluşturarak, burun ucu kıkırdaklarını aşağıya çekecek ve onların biçimlerini yassılaştıracak şekilde davranır. Kalın burun derili hastalarda burun ucunun ameliyat sonrası süreçte deforme olma ihtimali daha yüksektir.
Bu gerekçelerden ötürü kalın derili burunları ameliyat ederken aşağıdaki prensiplere sadık kalıyoruz;
- Kalın burun derili hastalarda burun derisinin altındaki kıkırdak yapıları daha büyük, daha sert, daha sağlam, daha yüksek, daha açılı, daha köşeli dizayn etmek gerekir ki bu abartılı konturlar dışarıdan seçilebilsin.
- Kalın burun derili hastaların burun ucu yüksekliklerini azaltmamak tam tersine arttırmak tercih edilir.
- Kalın burun derili hastalarda burun ucu kıkırdakları sert kıkırdak parçaları ile destenerek ameliyat sonrası basınca dayanmaları sağlanır. Dolayısı ile ameliyat sonrasında burun ucu sertleşebilir.
- Kalın burun derili hastalarda ameliyat sonrasında burun ucunun düşmesi (rotasyon/projeksiyon kaybı) daha olasıdır. Bu sebeple cerrahınız ameliyat esnasında (sonradan düşeceğini ön görerek) burnun ucunuzu olması gerekenden daha fazla kaldırabilir.
- Kalın derili burunlar küçülerek değil, büyüyerek şekillenecektir.
- Burnu büyütebilmek için nadiren ilk ameliyatlarda bile ek kıkırdak kaynaklarına ihtiyaç duyulabilir.
Kalın burun derisinin bazı iyi yanları da vardır. Bunların en önemlisi kamuflaj yeteneğidir. Tüm burun ameliyatları burun yapısında ufak tefek pürüzler bırakır. Kalın deri bu pürüzleri mükemmel biçimde kamufle eder. Yine burun ameliyatı sonrasında burun derisi yıllar içinde fazlaca incelme eğilimindedir. Bu duruma “rinoplasti sonrası ilerleyici deri atrofisi” diyoruz. Kalın derili hastalar ilerleyici atrofiye karşı daha dirençlidir. Yani uzun vadede kalın deri bir avantaj haline dönüşür.
Kalın burun derisi ameliyattan sonra belirgin olarak ödemlenir ve de bu ödem geçene kadar neredeyse bir iki yıl süreyle burun ucunun detaylarını göremiyoruz. Bu bekleme süreci burun ameliyatı olan hastalar açısından oldukça stresli ve üzücü olabiliyor maalesef. İnce derili bir hastada ameliyat sonrası birinci ayda bile tatminkâr bir kontur elde edilirken, kalın derili hasta final sonucu görebilmek için bazen yıllarca beklemek durumunda kalıyor.
Kalın derili hastalarda burun ucundaki yumuşak doku kalınlığını azaltmaya yönelik (debulking, SMASektomi, steroid enjeksiyonu, ulthera vb..) bazı işlemler uygulayabiliyoruz. Bu işlemler seçilmiş hastalarda derinin olmasa da yumuşak doku katmanlarının toplam kalınlığını azaltabiliyor. Yumuşak doku inceltme işlemlerinin de kendine has komplikasyonları ve dezavantajları var. Bu sebeple bu manevraların yapılıp yapılamayacağına cerrahınız ile oturup detaylıca konuşarak karar vermeniz gerekiyor. Mesela sigara kullanan hastalarda burun derisinin inceltilmesi burun ucunda dolaşım bozukluğuna ve deri kayıplarına yol açabiliyor, steroid enjeksiyonları derinin öngörülemez düzeyde incelmesine yol açabiliyor, ultrasonik/radyofrekans enerjisi deride yanıklara ve nedbe dokusu oluşumuna yol açabiliyor.
Kalın burun derisi rinoplasti ameliyatı öncesi konsültasyon sürecinde mutlaka detaylandırılması gereken bir konu. Kalın derili burunlar gayet güzel şekillendirilebiliyorlar ancak ameliyat öncesi beklentilerin gerçekçi olması hasta memnuniyeti açısından çok çok önemli. Burnunuz kalın derili diye hevesiniz kırılmasın ama estetik hedefleri ve sınırları doğru anladığınızdan emin olun.
Sevgiyle kalın,
Güzel kalın.
O.B.
Rinoplasti hakkında daha detaylı bilgiye ulaşmak için Doç. Dr. Ozan Bitik'in resmi web sitesi www.ozanbitik.com'a erişebilirsiniz.