Etkisini gözümle göremiyorum da ondan…

Etkisini standardize fotoğraflarda hastalarıma gösteremiyorum da ondan…

Hastalarıma mahçup olmak istemiyorum da ondan…

Yüz estetiği ile ilgilenen, bu alana odaklı çalışan diğer plastik cerrah meslektaşlarımın da gayet iyi bildiği bazı temel prensiplerimiz vardır.

Örneğin, bir işlemin fiyatına ve uygulama kolaylığına bakılmaksızın o işlemin etkin olması gerekir.

X işlem 1 liradır, 5 dakikada yapılır, ama hasta o işlemden fayda göremezse ve siz de hekim olarak görsel faydayı ispat edemezseniz sanki hastanın cebinden 1 lirasını çalmış ve hastayı kandırmış gibi bir duruma düşersiniz.  

Hastalarımız minimal invazif, ameliyatsız uygulamalarda çarpıcı bir değişim beklemeseler bile “gözle görülür” bir değişim bekliyorlar. Bu işin tüm dünyada, bilimsel camialarda tek bir standardı vardır. Değişimi ancak ve ancak işlem öncesi ve sonrası standardize fotoğraflarda gözlemleyebilirsiniz. Gerisi palavradır. Standardize fotoğraflar aynı kamera, aynı arka plan, aynı mekân, aynı ışık, aynı kamera ayarları, aynı vücut pozisyonu, aynı kamera pozisyonu altında ve makyajsız çekilen fotoğraflar olarak tanımlanabilir.

Bu kriterleri karşılayan fotoğraflarda işlem öncesi ve sonrası arasındaki farkı görmeliyiz. 

İşlem öncesi makyajsız, yandan az ışık; işlem sonrası bir güzel makyaj, karşıdan kuvvetli ışık.

Öyle olmaz kardeşim.

Madem çok etkili, madem çok güzel, madem binlerce hastada uygulandı...

Bunların arasından 10 tane standardize fotoğraf çıkartamadın mı diye sormazlar mı?

Plastik cerrahide kozmetik faydalar belirlenirken doktorun ve hastanın ne hissettiğinin bir önemli yoktur zira tıbbi işlemlerin sübjektif sonuçları olamaz. Sonuçlar objektif, tüm gözlemciler tarafından görülebilir ve ölçümlenebilir olmalıdır.

Bir diğer temel prensip plastik cerrahide herhangi bir uygulamanın, gündelik makyajdan daha etkin, makyaj ile elde edilemeyecek düzeyde bir sonuç yaratması beklenir. Hastanın gündelik makyajsız ve gündelik makyajlı fotoğrafları arasındaki fark kadar bir fark bile yaratamadıysanız o zaman attığınız taş ürküttüğünüz kuşa değmemiş demektir.

Sorun işte burada;

Ben bu işlemlerin hiçbirisinde standardize fotoğraflarda ispatlayabileceğim bir fark gösteremiyorum, göremiyorum. Son toplamda işleme bağlı değişim çok basit gündelik bir makyajın, hastanın yüzünde yarattığı değişim kadar bile olamıyor.

Bir seferde olmaz şekerim 5-10 seans yapmak lazım! 

 

 

PRP bundan 10 yıl önce ilk popüler olduğunda öyle dediler, yaptık. Yine bir fayda görmedim. Cleveland Clinic’teki hocam da Türkiye’deki meslektaşlarım da görmedi. Belki bizim elimiz yeterince sihirli değildi. Belki biz deri içerisinde iğne yapmayı beceremiyorduk. Belki de elimizle başaramadığımızı, ağzımızla başarmanın eğitimini almamıştık.

Bilimsel perspektiften baktığımızda; plastik cerrahi/estetik cerrahi literatüründe bu uygulamaların yüzü gençleştirdiğini standardize fotoğraflarda kanıtlayan bir bilimsel çalışma bulamıyoruz. Tam aksine faydası olmadığını gösteren pek çok çalışma var. Doku düzeyinde faydalı olduğunu gösteren bazı çalışmalar var. Ancak sizin gözünüzle göremediğinizi araştırmacılar mikroskopta görmüş ne fayda?

Mezoterapide tek istisna cilt altı yağ kitlesini azaltmak için kullanılan safra asitleridir. Cilt altı yağ dokusu içerisine uygulanan safra asitleri burada yağ hücrelerini tahrip eder ve yağ kitlesini azaltır. Ancak bu uygulama, bölgesel zayıflama amaçlı olup gençleşme/rejuvenasyon amaçlı değildir.

Bu yazıyı yazma amacım şu, bana yüz gençleştirme için başvuran hastaların neredeyse yarısından çoğu gençleşme hayali ile bu uygulamalara hali hazırda bir ameliyat kadar, belki de daha fazla kaynak harcamış oluyorlar. Sonuç elbette hüsran. Çoğu bilseydik yapmazdık diyor. Bu yazı gelecek nesil için bir bilme şansı olsun diye yazıldı.

Bazılarınız bu yazıyı okuyunca eminim şöyle düşünecektir.

E hocam, başka doktor “çok faydalı” diyor.

Başka doktor “faydası olmasa biz yapar mıyız” diyor.

Başka doktor “cerrahlar ameliyattan para kazanmak için ameliyatsız uygulamaları kötülüyor” diyor.

O da doktor, siz de doktorsunuz kime güveneceğimizi şaşırdık…

Kime inanacağınız ve güveneceğiniz elbette size kalmış,

Deneyin görün,

Ama denemesi bedava değil onu da bilin.

Sevgiyle kalın, Güzel kalın…

O.B.

Yüz Estetiği hakkında daha detaylı bilgiye ulaşmak için Doç. Dr. Ozan Bitik'in resmi web sitesi www.ozanbitik.com'a erişebilirsiniz.