Bir zamanlar üst göz kapağı ameliyatı (blefaroplasti) sadece üst göz kapağındaki deri fazlasının “elips” şeklinde çıkartılıp sonra da güzelce dikilmesinden ibaret idi. Bu en basit formunda bile o derinin nereden ne kadar çıkarılacağı her hastada özenle planlanması gereken oldukça hassas bir konuydu.
Plastik cerrahi bilim dalının yıllar içerisinde biriktirdiği tecrübe ile günümüzde bu ameliyat göz kapağının gerektiğinde tüm katmanlarını kapsayan, hatta göz kapağı yakın komşuluğuna da göz kapağı kesisinden ulaşılarak müdahale edilen daha kapsamlı (genişletilmiş) bir form kazandı.
Bakın yaşlanan üst göz kapağında ve çevresinde neler oluyor.
Göz çevresinde deride göreceli bir fazlalık oluşuyor. Bu deri fazlalığı göreceli çünkü aslında yaşlandıkça yeni deri üretmiyoruz. Derinin altında kastan, bağ dokusuna, yağ dokusundan kemiğe kadar pek çok yapı hacim kaybediyor ve küçülüyor. Sonuçta deri alttaki yapılara göre nispeten bol kalıyor. Kilo kaybedip eski elbiselerinizin size bol gelmesi gibi düşünebilirsiniz. Derideki bu göreceli fazlalığı almak halen geçerli bir strateji çünkü hiçbir zaman deri altındaki dokuları gençlikteki hacimlerine bire bir döndürebilmek henüz mümkün değil. Yani elbiseyi terziye göndereceğiz ama elbisenin içindekine de özen göstermemiz lazım. Genişletilmiş üst göz kapağı estetik ameliyatı işte elbisenin altında kalan her şey ile ilgili.
Yaşlanma sürecinde göz kapağının altındaki deriye bitişik olan ve perde gibi kapağı kapatmaya yarayan “orbicularis okuli” isimli kas da bollaşır. Gerekli olan durumlarda bu kasın alınması üst göz kapağının üzerindeki yığılmayı hafifletecektir. Kasın bol olduğu ancak alınmadığı durumlarda kas kendi üzerine katlanarak üst göz kapağı kıvrımı üzerinde bir rulo oluşturacaktır. Tahmin edeceğiniz üzere bu ruloyu pek sevmeyeceksiniz.
Yaşlandığımızda üst ve alt göz kapağının orbital septum dediğimiz yüzeysel ve derin katmanlarını ayıran bağ doku katmanı da gevşer, bu katmandaki gevşeklik üst göz kapağı yağ yastıkçıklarının adeta bir fıtık gibi göz kapağından öne doğru belirginleşmesine yol açar. Bu şekilde göz torbaları oluşur. Septum’daki gevşeme değerlendirilip gerektiğinde bu yapı cerrahi olarak sıkılaştırılabilir.
Septumun altı göz kapağının derin katmanıdır diyebiliriz. Burada üst göz kapağı torbalarını oluşturan yağ yastıkçıkları var. Bu yağ yastıkçıklarını her hastada farklı bir biçimde şekillendiriyoruz. Bazen yağları alıyoruz, bazen gözün arkasına itiyoruz, bazen bir torbadan diğerine transfer ediyoruz.
Derin katmandaki en önemli yapı göz kapağını açmaya (kaldırmaya) yarayan “Levator” kası. Bu kasın gövdesinden çıkıp göz kapağının kirpikli sınırındaki kıkırdak yapıya uzanan bir perdesi var. Bu perdede yıllar içerisinde yıpranma sonucu, mikro yırtıklar oluşuyor. Uzun süredir kaş düşüklüğü olan ve kaşın yüküne karşı göz kapağını açık tutmaya çalışan hastalarda bu yıpranma daha belirgin oluyor. Bu perde yapısının tamiri de modern üst göz kapağı ameliyatının bir unsuru. Ameliyat esnasında levator mekanizmasının tamir edilerek göz kapağı düşüklüğünün giderilmesi görme kalitesini iyileştirir.
Derin katmandaki bir diğer önemli yapı göz yaşı üreten bezimiz. Bu bez bazı hastalarda sarkabiliyor ve ameliyat öncesinde fark edilip ameliyat esnasında desteklenmezse ameliyat sonrasında üst göz kapağı dış bölümünde can sıkıcı bir şişlik şeklinde kendini belli edebiliyor.
Üst göz kapağı ameliyatında estetik açıdan en önemli detaylardan birisi de üst göz kapağı kıvrımının pozisyonu. Estetik bir üst göz kapağının belirgin, keskin bir üst göz kapağı kıvrımı olmalı. Kıvrımı oluşturan şey, derindeki Levator kasının perdesi ile deri arasındaki bir bağ doku bağlantısı. Bu bağlantı sayesinde göz açılırken, yüzeydeki deri, gözün arkasına doğru çekilerek üst göz kapağı kıvrımını oluşuyor. Yaşlanan göz kapağında bu kıvrım yükselebilir, silikleşebilir, bozulur. Ameliyat esnasında kıvrımı oluşturan anatomik bağlantının onarılması ve hatta gerektiğinde yeniden dizayn edilmesi estetik açıdan ideal bir sonuç için oldukça önemli.
Modern üst göz kapağı estetiği ameliyatı işte bu katmanların ve yapıların tamamını anlamayı ve gerektiğinde bunlara müdahale etmeyi içeriyor. Ama genişletilmiş üst göz kapağı estetik ameliyatının kapsamı bunlarla sınırlı da değil, dahası var.
Üst göz kapağı ameliyatında yapılan keşiden çevre dokuları değiştirmek mümkün. Hani botulinum toksin ile zayıflattığımız göz çevresi kasları var ya işte bu kaslara üst göz kapağı ameliyatı esnasında ulaşılarak bu kaslar kalıcı olarak zayıflatılabilir. Böylece ameliyattan sonra takip eden yıllarda çatık kaşlarınız için botulinum toksin yaptırmanıza gerek kalmayacaktır. Benzer biçimde Kaz ayaklarını oluşturan kas grubuna da müdahale etmek mümkündür.
Üst göz kapağı ameliyatı esnasında yapılabilecek olan bir diğer manevra ise üst göz kapağı kesisinden yukarıya kaşa doğru ilerleyerek kaşları kemik çatı üzerinde sabitlemektir. Bu yaklaşım ile kaşları belirgin biçimde kaldırmak mümkün olmasa da üst göz kapağı ameliyatlarından sonra sıkça gördüğümüz kaş düşüklüğü bir dereceye kadar engellenebilmektedir.
Benim görüşüme göre göz kapağı estetiği, yüz estetiğinin sadece bir unsurudur. Kaşlar, yanaklar, hacim, yüzey, estetik ve fonksiyon bir arada değerlendirilmelidir. Tüm bu unsurları dikkate aldığınızda daha doğal, etkili ve kalıcı sonuçlar alabilirsiniz. Yüz estetiğinde bütünsellik önemlidir.
Özetle üst göz kapağı deyip geçmeyin, göz çevresi estetiği oldukça detaylı bir iştir. Bazı sağlık kuruluşlarının mahalle servisleriyle, hastaları evlerinden toplayıp “kampanyalı fiyatlarla” toplu sünnet töreni tadında, “göz kapağı ameliyatı partileri” düzenlediği günümüzde işin ciddiyeti ve modern ameliyatların ehil ellerde sunabildiği imkanlar konusunda kamuoyunun bilgilendirilmesi oldukça önemli.
Sevgiyle kalın,
Güzel Kalın.
O.B
Üst Göz Kapağı Estetiği hakkında daha detaylı bilgiye ulaşmak için Doç. Dr. Ozan Bitik'in resmi web sitesi www.ozanbitik.com'a erişebilirsiniz.