Yanakta Hacim Kaybı mı Yoksa Hacim Dağılım Bozukluğu mu?
25 Mart 2020
Bu iki kavramı birbirinden ayırmak lazım.
Eğer sorun net hacim kaybı ise tedavide hacmi arttırmak gerekir. Bu amaçla yağ doku transferi veya dolgu uygulamalarına yönelebiliriz.
Eğer sorun net hacim kaybından ziyade hacim dağılım bozukluğu ise hacmi bir yerden alıp bir yere taşımamız yani cerrahi olarak lifting (çoğu zaman orta yüz germe) yapmamız gerekir.
İki durum birbiriyle sıkça karıştırılmaktadır.
Öncelikle “net hacim kaybı” terimini “yaşa ve vücut ağırlığına göre düzeltilmiş net hacim kaybı” şeklinde yeniden düşünmek gerekir.
Kural şudur:
Yaşlanma sürecinde yanak yumuşak doku kitlesi net olarak hacim kaybeder. Yaşlanma sürecinde kişinin vücut ağırlığı sabit kaldığı müddetçe yanak kitlesi zaman içinde küçülür.
Bu kuralın istisnası aşırı kilolu hastalardır. Aşırı kilolu hastalarda yanak kitlesi daha genç yaştakine kıyasla daha büyük olabilir.
Benzer biçimde aşırı zayıf hastalarda da yanak kitlesi aynı yaş ve normal vücut ağırlığına sahip bireylerin ortalamasına göre daha hacimsiz olabilir.
Vücut ağırlığının her iki uçta olduğu bireylerde yanak kitlesine estetik amaçlı müdahaleler iyi sonuç vermezler ve uzun dönem etkileri öngörülemez.
Çok kilolu bir bireyde yüz germe, orta yüz germe gibi ameliyatlar ağır dokuyu çoğu zaman yeterince kaldıramaz. Ameliyat yanak kitlesini yeterince kaldırsa bile yüz aşırı yuvarlak ve geniş hale getirebilir. Aşırı kilolu hastalarda ameliyattan sonra hasta çok iyi görünse bile hasta gelecekte normal kiloya döndüğü anda yanak yumuşak dokusu yeniden sarkacaktır.
Çok zayıf bir bireyde yüzü hacimlendirmek için 3-4 seans yağ doku transferi yapmak gerekebilir. Bu seansların sonunda hasta 45 kiloyken iyi görünen yanak kitlesi hasta hamile kalıp 70 kiloya çıktığında hastanın yüzüne göre çok büyük görünebilir.
Özetle; yanak kitlesine yönelik bir estetik müdahale düşünüyorsanız, ideal bir sonuca ulaşmak için vücut ağırlığınızın ideal aralıkta olması ve işlem sonrası süreçte ideal aralıkta kalması gerektiğini bilmelisiniz.
Vücut ağırlığının normal aralıkta olduğundan emin olduktan sonra ikinci baktığımız şey: kişinin yanak hacminin yaşa göre normal aralıkta olup olmadığıdır. Yirmili yaşlarda dolgun yanaklar güzel görünebilir. Kırklı yaşlarda ise dolgun yanaklar garip görünürler. Her yaşın kendine has bir güzelliği vardır ve orta yaş güzellerinin genellikle daha zayıf, açılı ve ifadeli yüzlere sahip olmasını isteriz. Bu sebeple 30-50 yaş arasında yanak hacmini arttırırken güzellik algımızı bir kez daha gözden geçirmemizde fayda var.
Yanak hacimsizliğinden rahatsız olan hastaların büyük çoğunluğu; göz altında çöküklükten, yanak konturunun düzleşmesinden, yanak kitlesinin ağız seviyesinde yığılmasından şikayetçidir. Bu şikayetler yanak kitlesinin net olarak az olmasından değil olması gerektiği yerden daha aşağıda yer almasından kaynaklanıyor olabilir.
Burun tabanından yatay bir çizgi çektiğinizde yanak hacminin %60’tan fazlasının bu hattın üzerinde, %40’tan azının bu hattın altında olması arzu edilir. Eğer yanak kitlesinin büyük kısmı bu hattın altındaysa bu kitleyi cerrahi olarak daha yukarı taşımak daha etkili bir sonuç ve daha doğal bir görünüm oluşturacaktır. Yanak kitlesinin zaten aşağıda olduğu bir bireyde bu hattın üzerindeki göreceli boşluğu doldurmak zarif olmayan, hantal bir görünüme yol açar.
Eğer doku dağılımı normal sınırlardaysa, hastanın vücut ağırlığı normal sınırlardaysa ve hastanın yaşına göre beklenen yanak hacmi azalmış ise bu durumda dolgu veya yağ doku transferi ile yanak hacmini arttırmak faydalı olacaktır.
Yanağı kaldıracak mıyız?
Yanağı dolduracak mıyız?
Yoksa hiçbir şey yapmayacak mıyız?
Bu soruları muayeneden sonra, yukarıda bahsettiğim prensipler doğrultusunda cevaplayabiliyoruz.
Bu sebeple ben orta yüz istiyorum, ben yağ enjeksiyonu istiyorum, ben yanak dolgusu istiyorum, ben yüz germe istiyorum gibi “sipariş usülü” çalışmıyoruz.
Yanak estetiği hakkında daha detaylı bilgi almak için bize ulaşabilirsiniz.
Sevgiyle kalın,
Güzel Kalın.
OB